KARANTİNA GÜNLERİNDE EV KAZALARI #evdekal / Dr. Yıldız KARAHAN

EVİNİZ KAZA MAHALLİ OLMASIN!

 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından, Covid-19 salgını, 11.03.2020 tarihinde pandemi ilan edildi. Bunun akabinde salgın tedbirleri kapsamında sosyal izolasyon çalışmaları başlatıldı. Bulaş zincirini kırmanın önemli bir yolu olarak  ‘’Evde kal!’’ kampanyaları başlatıldı ve günün neredeyse tamamı evde geçirilmeye başlandı.

Biyopsikososyal tam bir iyilik hali olan sağlığın sürdürülebilmesi için, ev kazalarını önlemek amacıyla yapılan düzenlemelerin bu süreçte gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Ev kazaları riski tüm toplum için var olmakla birlikte, 0-6 yaş aralığındaki çocuklar, fiziksel engeli ya da mental retardasyonu olan özel gereksinimli bireyler ve geriatrik yaş grubunda  bulunanlar için önemli bir halk sağlığı sorunudur.

 

KAZA NEDİR? EV KAZALARI NEDİR?

DSÖ kazayı; insan iradesi dışında, ani ve hızlı gelişen, dış gücün etkisiyle fiziksel ve mental hasarla sonuçlanabilen bir olay olarak tanımlamaktadır. Ev kazaları ise; bir konutun içinde ya da bahçe, garaj gibi konuta ait çevrede meydana gelen kasıtlı olmayan, yaralanma ya da ölümle sonuçlanan olaylardır.

 

EV KAZALARININ SIKLIĞI NEDİR?

Ev kazalarının sıklığı sosyo-ekonomik duruma ve yaş gruplarına göre değişmekle birlikte, çocukluk çağı kazalarının %25’ini oluşturmaktadır. Ev kazalarının %45,4’ü 0-6 yaş aralığındaki çocuklarda görülür. Ülkemizde tüm kazaların %18-25’ini ev kazaları oluşturmakta ve acil servislere müracaatta trafik kazalarından sonra 2. sırada yer almaktadır.(T.C Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü verisi https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/cocukergen-sgp1/sagl%C4%B1g%C4%B1n-gelisitirlmesi/%C3%A7ocuk-g%C3%BCvenli%C4%9Finin-sa%C4%9Flanmas%C4%B1-program%C4%B1.html )

 

EV KAZALARI NEDEN ÖNEMLİDİR?

Kazaların çocuk sağlığı üzerindeki etkisi azımsanmayacak düzeydedir. Çocuk sağlığı üzerine fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden etki ederek dengeyi bozmakta; hastalık, sakatlık ve ölüme neden olabilmektedir. Çocukta ve ebeveynde depresyona, travma sonrası stres bozukluğuna, yaygın anksiyete bozukluğuna ve fobilere yol açabilmektedir.

Ev kazaları konusunda en önemli nokta; bu kazaların  ÖNGÖRÜLEBİLİR ve ÖNLENEBİLİR olmasıdır. Temel yasal düzenlemelerle evde güvenlik önlemlerinin arttırılması, güvenli ev eşyalarının üretilmesi ve ebeveyn eğitimi ile ev kazalarının önlenmesi mümkün olabilmektedir. Ebeveyn ya da çocuğa bakmakla sorumlu kişinin, kaza sonrası bilinçli ilk yardım uygulaması sonucunda ölüm ve sakatlıklar önlenebilmektedir.

 

EVDE KARŞILAŞILAN EN SIK KAZA TİPLERİ NELERDİR?

DSÖ verilerine göre tüm dünyada düşmeler, yanıklar ve zehirlenmeler ev kazaları sonucu gelişen yaralanma, sakatlık ve ölümün en önemli nedenleridir.

 

DÜŞME, ÇARPMA VE EZİLMELER

Çocuklarda en sık rastlanan kaza tipi düşmelerdir. 0-6 yaş aralığındaki çocukların nöromotor, fiziksel, duyusal, bilişsel ve psikososyal gelişimleri devam etmektedir. Bu doğal gelişimsel özellikleri nedeniyle henüz kendilerini koruyacak beceriye sahip değillerdir. Tehlikenin bilincinde olmamaları, soyut ve analitik düşünememeleri, bulma ve öğrenme konusundaki merak duyguları nedeniyle çevresel risklere açıktırlar. Tüm bu sebeplerden dolayı bulundukları ortam kazaya neden olabilecek özelliklere sahipse kaza kaçınılmaz olacaktır.

Örneğin;  çocuğun açık unutulan pencereler ve balkon kapılarının olduğu yerler ile banyo, tuvalet gibi kaygan zeminli alanlarda yalnız bırakılması, kenar bariyeri olmayan yatakta yatırılması, merdiven korkuluklarının aralığının geniş olması bunlardan bazılarıdır.

 

YANIKLAR

Yanıklarda hastanın yaşı, yanık yüzey alanı ve yanığın derinliğine bağlı olarak kimi zaman ölümcül seyredebilen tablolar gelişebilmektedir. Sıcak içeceklerin dökülmesinden kaynaklanan haşlanma ya da radyatör, soba, sıcak su borusu gibi sıcak cisimlerle temas etme sıklıkla görülen yanık nedenleridir.

Tehlikeyi sezme, gerekli tedbirleri alma ve kaçma gibi yetilerin henüz gelişmediği 4 yaş altındaki çocuklarda yanıklar, diğer yaş gruplarına göre daha kolay olabilmektedir. Yalnızca bir bardak sıcak çay bile, çocukta geniş yüzey alanlı yanığa ya da özel bölge yanıklarına yol açabilmektedir.

Yanık skarları çocukta fiziksel, emosyonel ve sosyal problemler yaratmaktadır. Fiziksel ve psikolojik sekellerinin tedavisi için uzun süreli rehabilitasyon ve tekrarlayan operasyonlar gerekebilmektedir.

Akut dönemdeki yanık tedavisi özel bir yoğun bakım ortamı ve eğitimli personel gerektirir. Büyük çoğunluğu kaza sonucu meydana gelen yanıkların, hem akut dönem tedavisi hem de yanık sekeli tedavileri oldukça zahmetli ve yüksek maliyetlidir. Bu nedenle risk faktörlerini belirleyip, kazaların oluşumunu engellemek büyük önem taşır.

ZEHİRLENMELER

Zehirlenme; vücuda toksik bir maddenin girmesi sonucu vücudun normal fonksiyonlarının bozulmasıdır. Hafif bir mide bulantısından, bilinç kaybı, kalp ritim bozukluğu ve solunum arresti gibi yaşamsal fonksiyonların kaybına kadar değişen geniş bir skalaya sahiptir.

Toksik madde en sıklıkla sindirim yoluyla vücuda alınır. Ancak bunun yanı sıra solunum ve cilt yoluyla da alınabilir.

0-2 yaş aralığındaki bebek ve çocukların doğal gelişimleri nedeniyle, ellerine aldıkları her nesneyi ağızlarına götürmeleri sindirim yoluyla zehirlenmeyi kolaylaştırmaktadır. İlaçlar, evde ya da bahçede kullanılan kimyasallar, korozif madde özelliği taşıyan temizlik malzemeleri gibi toksik maddeler çocukların erişemeyeceği yerlerde, kilitli dolaplarda saklanmalıdır.

 

BOĞULMALAR

Boğulmalar; çocuğun solunum yoluna yabancı cisim kaçması sonucu hava yolunun tıkanması ya da suda boğulma şeklinde olmaktadır. 2 yaş altındaki çocukların doğal gelişimsel özellikleri nedeniyle nesneleri ağızlarına götürmeleri sonucu yabancı cisim kaynaklı boğulmalar daha sık görülür. Sert, küçük parçalı oyuncaklar, metal paralar, katı yiyecekler bu maddelerden bazılarıdır. Bunun yanı sıra çocuğun kıyafetine takılan nazar boncuğu, çengelli iğne vb objeler de yabancı cisim boğulmalarına ve solunum yolu yaralanmalarına yol açabilir.

 

ÖNLEMLER VE ÖNERİLER

Ev kazalarını önleme konusunda ilk olarak dikkat edilmesi gereken nokta, ebeveyn farkındalığıdır. Ebeveyn (ya da çocuğun bakımını üstlenen kişi) çocukların doğal gelişimsel süreçlerini bilmelidir. Ev ortamında tehlike oluşturabilecek durumların farkında olmalıdır. Söz konusu risk faktörlerini ortadan kaldıracak önlemler almalıdır. Olası kaza durumunda uygun ilk müdahaleyi yapabilecek bilgi ve beceriye sahip olmalıdır.

 

Ev kazalarına karşı alınabilecek önlemlere ilişkin bazı öneriler aşağıda verilmiştir:

* Kapı ve pencerelerin tam açılmasını engelleyecek bir kilit sistemi bulunmalıdır.

* Balkonlarda çocukların düşmesini önleyecek şekilde korkuluk ya da balkon fileleri kullanılmalıdır.

*Merdivenlerin korkulukları geniş aralıklı olmamalıdır. Basamaklarda ya da evde kaygan zemin döşemesi kullanılmamalıdır.

*Mobilyaların sivri yerleri ve köşeleri için uygun aparat kullanılmalıdır.

*Masa ve sehpalarda kullanılan örtülerin üzerinde eşyalar bulunmamalıdır.

*Çocuğun daha sık zaman geçirdiği odalarda cam, porselen gibi kırılabilecek malzemelerden yapılmış objeler bulunmamalıdır.

*Prizlere koruyucu kapaklar takılmalıdır.

*Uzatma kabloları fişe takılı olarak  açıkta bırakılmamalıdır.

*Çamaşır makinesinin kapağı kapalı tutulmalıdır.

*Soba, radyatör ve elektrikli ısıtıcıların önünde bariyer olmalıdır.

*Çocukların ulaşabileceği yerlerde çakmak ya da kibrit bulunmamalıdır.

*Bardak, fincan, çaydanlık gibi içerisinde sıcak sıvı bulunan eşyalar ortada bırakılmamalıdır.

*Çocuklar fırından ve ocaktan uzak tutulmalıdır.

*Ocakta tava varsa sapı takılıp devrilmeye karşı dışarıya doğru olmamalıdır.

* Fırının  kapağı kapalı tutulmalıdır.

*Bıçak, makas gibi kesici aletler çocukların erişebileceği yerlerde olmamalıdır.

*İlaçlar, kapalı ambalajlarda ve çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklanmalıdır.

*Çamaşır suyu, deterjan, dezenfektan gibi maddeler kilitli dolaplarda saklanmalıdır.

*Çöpler, çöp kutusunda ve kapağı kapalı bir şekilde tutulmalıdır.

*Bahçede ya da evin içerisinde zehirli olabilecek bitkiler ve tarım ilaçları bulundurulmamalıdır.

*Küvet, kova ya da leğenler içi su dolu halde bırakılmamalıdır.

*Çocukların oyuncakları küçük parçalı olmamalıdır.

 

 

Öneriler ve önlemler listesi uzatılabilir ancak esas olarak vurgu yapılması gereken nokta ebeveyn farkındalığı ve eğitimidir.

Ev, çocuğun primer yaşam alanıdır. Çocukların güvenli ortamlarda yaşamaları, koruyucu önlemlerin alınması ve yaşam alanlarının güvenliğinin sağlanması ve denetlenmesi erişkinlerin sorumluluğundadır.

Çocuğun yaşına ve gelişim evresine göre değişen risk faktörleriyle birlikte, alınacak önlemler de değişmektedir. Kazaların sıklığı ailelerin sosyo-ekonomik düzeyi ve çocuk sayısına göre değişiklik göstermektedir.

Sonuç olarak şunu diyebiliriz; sağlıkla ilgili pek çok konuda olduğu gibi ev kazaları konusu da multifaktöryeldir ve tedbirlerle ilgili yaklaşım da bu şekilde olmalıdır.

12.05.2020

 

Dr. Yıldız KARAHAN

DİYAHED Eğitim Komisyonu Üyesi