BİR İNSAN HAYATINA NEDEN SON VERİR?

‘’Bir iple intihar da edebilirsin, salıncak da kurabilirsin. Hayatın ipleri senin elinde…’’

                                                                 Suç ve Ceza/ Dostoyevski

 

 

Tüm dünyada ölüm nedenleri arasında, ilk 10’da yer alan intihar, Dünya Sağlık Örgütü

(DSÖ) verilerine göre son 45 yılda  % 60 artış göstermektedir. Yine DSÖ istatistiklerine göre

2015 yılında tüm dünyada 800.000 kişinin intihar sonucu hayatına son verdiği rapor edilmiş

olup, bu sayının 2030 yılında bir milyonun üzerine çıkacağı öngörülmüştür.  Ortalama her 3

saniyede 1 kişi intihar girişiminde bulunmakta ve her 40 saniyede 1 kişi intihar sonucu yaşamını yitirmektedir.

 

PEKİ NEDİR BU İNTİHAR?

İntihar, suicide, öz kıyım… Pek çok farklı kelimeyle ifade edilen intihar olgusu, ‘‘insan’’,

‘’hayat’’, ’’dünya’’, ‘’ölüm’’  vb  konularla ilgilenen bir çok psikolog, sosyolog, psikiyatrist, filozof, din adamları tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır.  Kimi birbiriyle bağdaşan, kimi ise tamamen çatışan tanımlamalar…

Ama genel olarak ele alacak olursak şu şekilde tanımlayabiliriz; Kişinin istemli şekilde,

sonucunun ölüm olacağının bilincinde olarak, kendisinin ölümüne yol açacak bir eylemde bulunmasıdır.

 

TARİHÇE;

Ernest Hemingway, Sylvia Plath, Nilgün Marmara, Stefan Zweig, Virginia Woolf gibi pek çok isim intihar sonucu yaşamını yitirmiştir. Ancak intiharın tarihçesine bakacak olursak,

yapılan antropolojik araştırmalar intihar eyleminin tarihin ilk çağlarına kadar uzandığını

göstermektedir. Eski yazıtların bir kısmında intihar konusunun ele alındığı görülmüştür.

Ancak ilkel toplumlardaki intihar olgusu daha çok kahramanlık türünden olan intiharlar ya da

kendi canını kurban etme şeklindedir. İntiharlarla ilgili en eski yazıt olan Oedipus

mitolojisindeki Epicaste’nin intiharı buna örnek verilebilir.

İntihar olgusunun antik çağlardan itibaren görülüyor olmasına karşın, tarihsel süreç içerisinde giderek bir artış gösterdiği ve günümüzde önemli toplumsal sorunlardan biri haline geldiğini görmekteyiz.

 

KATEGORİLERİ;

DSÖ intihar olgusunu iki ana kategoriye ayırmıştır;

  1. Tamamlanmış İntihar İntihar Girişimi

 

Yapılan araştırmalar intihar girişimleri ile ölümle sonuçlanan intiharların farklı dinamiklere sahip olduklarını ortaya çıkarmıştır. Bundan dolayı intihar olgusunu temel boyutları bakımından farklı davranışlardaki kategorilere ayırmak gerekir;

*İntihar düşüncesi; İnsanların büyük çoğunluğu yaşamlarının belli dönemlerinde intihar etmeyi düşünmüşlerdir. Ölümü, ölümden sonrasını ve ölümünden sonra nelerin olabileceğini merak etmişlerdir. Bu tür düşünceleri zihninden geçirenlerin büyük bir bölümü herhangi bir girişimde bulunmayacaktır.

*İntihar tehditleri; Gerçek bir ölüm/ölme isteği yoktur. Yakınlarının ilgisini çekme, yardımlarını sağlama amacı güderler. Tehditler ciddiye alınmazsa intihar girişimleri ortaya çıkabilir.

*Gerçek intihar girişimi; Böyle bir eylemde bulunan kişi ölmeyi gerçekten istemektedir fakat seçtiği yöntem ya da zamanlama nedeniyle girişim ölümle sonuçlanmamaktadır.

*Tamamlanmış intihar; Eylemin ölümle sonuçlanması.

 

İntihar girişimleri ve tamamlanmış intiharların kadın/erkek oranına kabaca bakacak olursak; kadınlarda girişimlerin, erkeklerde ise tamamlanmış intiharların daha yüksek oranda olduğu –yaklaşık olarak 1/2 oranında-  görülmüştür. Her iki cinsiyette de yaşın ilerlemesi ile birlikte girişimler azalmakta ancak tamamlanmış intiharlar artmaktadır.  Hemen her yaşta görülebilmekle birlikte, intihar 10-24 yaş aralığındaki çocuk- ergenlerde ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır.(DSÖ-2013).  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2011’ de intihar sonucu ölüm sayısı 2677 olup, bu ölümlerin büyük kısmı 15-19 yaş aralığındaki kişilerden oluşmaktadır.

 

 

NEDENLERİ/ RİSK FAKTÖRLERİ;

   ‘’Ölmekten korkmamızın temelinde dünyamızı kaybetme korkusu bulunur, çünkü insan ve dünyası bir bütündür. Bu, yaşamazlık sonucu duyulan ve semptom niteliğindeki ölüm korkularından farklı, hepimizde varolan içgüdüsel bir korkudur. Hayatta kalmamızı sağlar.’’ Hayat/ Engin GEÇTAN, sf 9, Metis yayınları.

 

Bütün toplumsal olguların temelinde insan yaşamını devam ettirme çabası, hayatta kalma güdüsü vardır. Bu yönüyle ele alındığında intihar olgusu ciddi bir farklılık göstermektedir. Nedenlerini inceleyecek olursak karşımıza oldukça uzun bir liste çıkacaktır ancak hemen hepsinin temelinde kişide umutsuzluk, çaresizlik, yalnızlık duygusunun baskın olduğunu görmekteyiz.

*Depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk ve şizofreni gibi ruhsal hastalıklar intiharla sonuçlanabilir. Özellikle yaygın olarak görülen ve diğer bir çok ruhsal hastalığın da bir parçası olabilen depresyona odaklanmak gerekir. Depresyon, intiharların en yaygın nedenlerinden biridir. Depresyonun nedenleri ise sıklıkla sosyo-ekonomik nedenler, duygusal ilişkilerdeki problemler, okul-iş yaşamındaki başarısızlık, bireysel duygulardan kaynaklı içe dönüklük, yalnızlık ve anlaşılamamak hissi sayılabilir.

*Psikozlar, Psikotik atak geçirenlerde gerçek algı, düşünce ve duyu ciddi oranda bozulmuştur. Halüsinasyonlar, delüzyonlar sıklıkla gözlenir. Uygun tedavi ve sıkı takip gerektirir. Sanrılar kaynaklı intihar vakaları görülmüştür.

*Bir yardım çağrısı olarak insanlar intihar girişiminde bulunabilir. Burada amaç hayatına son vermek değil; içinde bulunduğu duruma dikkat çekmek, yakınlarının ilgisini ve yardımını sağlamaktır. Bu gruptakiler yöntem olarak genellikle toksik etkisi kısmen daha az olan ilaçlarla girişimde bulunurlar.

*Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaşayan hastalara uygun tedavi ve destek sağlanamazsa intiharla sonuçlanabilir. Cinsel taciz, tecavüz, fiziksel şiddet, savaşlar yanı sıra iş/okul yaşamında, kişilerin sosyal ortamlarında maruz kaldığı psikolojik şiddet, mobbing, cinsiyet ayrımcı yaklaşım, stigma, zorbalık gibi duygusal saldırılar da intihar nedenlerindendir.

*Kronik ağrılar ve ölümcül hastalıklar kişinin çaresiz, umutsuz, yalnız ve bıkkın hissetmesine yol açabilir ve bu kişilerde intihar eğilimi görülebilir.

*Ekonomik sıkıntılar ve işsizlik kişileri intihara sürükleyen önemli toplumsal sorunlardır.

*Yaslar ve kayıplar özellikle ebeveyn ölümü, ergen yaş grubunda intihar sebebi olabilmektedir.

*Tüm bu sebeplerin dışında, intiharın bir başka nedeni de felsefi nedenler ve varoluşsal buhranlar olabilmektedir. Bu kategorideki kişiler hayatın gereksiz ve anlamsız olduğu sonucuna varıp, ölümü felsefi bir yol olarak seçerler.

 

 

NELER YAPILABİLİR? NASIL ÖNLENEBİLİR?

FARKINA VARIN! DİKKATE ALIN! Erken farkedilen ve dikkate alınan intihar eğilimi ya da girişimi, önlenebilir intihar vakalarında büyük öneme sahiptir.

İlk olarak şunu söylemeliyiz; Tüm intihar girişimleri, yöntemine bakılmaksızın dikkate alınmalıdır. İntihara sürükleyen nedenler üzerinde durulmalıdır.

İntihar eğilimi olan tüm bireylere psiko-sosyal destek sağlanmalıdır. Sosyo-ekonomik desteğe ihtiyacı tespit edilirse kişinin, ilgili kurumlara yönlendirilmesi sağlanmalıdır.

Eşlik eden bir ruhsal bozukluk mevcut ise buna uygun bir tedavi planı yapılmalıdır.

Kronik ağrılar sorgulanmalı, mevcut olması halinde kişi ağrı kliniğine yönlendirilmelidir.

Gerekli görülen olgularda aile terapileri düzenlenmelidir. Bu konu özellikle aile çatışması yaşayan ergenler için önemlidir. Ergen intiharlarında en sık saptanan nedenlerin bozuk ebeveyn-çocuk ilişkisi, ebeveyn kaybı, karşı cinsle sorun yaşaması ve ya cinsel tercihinin aile/toplum tarafından kabul görmemesi, olumsuz yaşam olayları olduğu belirlenmiştir.

Eğer kişi girişimde bulunmuşsa fiziksel ortam güvenliği sağlanmalı; silah, ilaç, toksik madde, kesici-delici alet gibi intihar aracı olabilecek şeyler ortadan kaldırılmalıdır.

Tekrarlayan girişimleri ve kendine zarar verme eylemi bulunan kişilerin gerekli durumlarda kliniğe yatışı sağlanmalıdır.

Ayakta tedavi alan kişiler, yakın çevresi tarafından yalnız bırakılmamalıdır. Ancak bu desteği kişinin bunalmasına sebep olacak bir baskı unsuru haline getirmeme noktasında dikkatli olunmalıdır.

İntihar girişiminde bulunan birey 18 yaş altı ise 5395 sayılı çocuk koruma kanunu kapsamında  tedbir kararı çıkarılması için savcılığa bildirimi yapılmalıdır.

 

KONUŞUN! İntihar girişimi ya da eğilimi olan kişiyle konuşmak, intihar planının olup olmadığını sormak kişinin kafasına bu fikri sokmaz, intihar fikrini pekiştirmez. Onun farkında olduğunuzu, onu dinlemekte olduğunuzu, ilgilendiğinizi ve yalnız olmadığını gösterir.

 

UNUTMAYIN! Profesyonel yardım, aile ve arkadaş desteği, yakın çevre desteği ile bir çok kişi hayata bağlanabilir.

 

Son olarak şunu söyleyebiliriz; intihar fikri kendiliğinden ortaya çıkmadığı gibi kendi kendine de ortadan kalkmaz. İnsanların bu fikrin üstesinden gelebilmeleri için yardıma ihtiyaçları vardır ve sizin yardımınız durumu ve sonucu değiştirebilir.

 

 

Dr. Yıldız KARAHAN

2019/Diyarbakır